Uçar: Kaybedecek zaman yok, Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı

Hewag’ta düzenlenen halk buluşmasında konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Artık kimsenin kaybedecek bir zamanı yok. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan demokrasi adına kuracağımız her söz anlamsız kalır” dedi.

Riha’nın Hewag (Bozova) ilçesinde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın katılımıyla halk buluşması gerçekleştirildi. DEM Parti Hewag Belediye Eşbaşkan Adayları İsmail Yıldız ile Aygül Kapıkayalı’nın yanı sıra çok sayıda kişinin katıldığı buluşma, şehitler anısına saygı duruşu ile başladı. Burada konuşan Belediye Eşbaşkan Adayı İsmail Yıldız, DEM Parti’ye katılan  Atmanî ve Mesnavî aşiretlerine teşekkür ederek “Bize güç kattınız, bu güç ile mutlaka kazanacağız. Zafer hepimizin olacak. Zafer Bozova’nın olacak” dedi. 

EŞBAŞKANDAN CEZAEVİNDEN MEKTUP

Hewag Belediyesi Eşbaşkanı iken 12 Aralık 2016’da görevden alınarak yerine kayyum atanan Zeynel Taş’ın Yozgat Cezaevi’nden gönderdiği mektup, DEM Parti İlçe Eşbaşkanı Hüseyin Keser tarafından okundu. Eşbaşkanlara başarılar dileyen Taş, 31 Mart’ın kayyum zihniyeti ile hesaplaşmak için tarihi bir gün olduğunu kaydetti. Buluşmaya katılanlar sık sık “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganları attı. 

‘HERKESİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR MÜCADELE’

Çiğdem Kılıçgün Uçar ise, 31 Mart’ta tarihi bir sürece tanıklık edileceğini kaydetti. Kürt Özgürlük Mücadelesi tarihine değinen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Burada her kuşaktan arkadaşımız var. Hem 80’li yıllar hem de 90’lı yıllara şahitlik eden arkadaşlarımız var. 2000’li ‘Z’ kuşağı dediğimiz arkadaşlarımız var aramızda. Bu 3 kuşak, bulunduğu zaman diliminde hiçbir zaman mücadeleyi bırakmadı. Büyüklerimiz, bizden önce ve sonrakilerin yürüttüğü bir mücadele var; onun adı Kürt özgürlük mücadelesi. Kürt halkının özgürlük mücadelesi sadece Kürtleri özgürleştiren bir mücadele değil, yakınındaki, birlikte yaşadığı herkesi özgürleştiren bir mücadeledir” diye konuştu. 

Belediyelere iki dönemdir kayyum atandığını hatırlatan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Belediyelerimizde talan, yolsuzluk, rant olmadığı için kayyum atandı. Halkın iradesi bunun için gasp edildi. Belediye eşbaşkanlarımız tutuklandı ancak demokratik kadın özgürlükçü paradigmayı savunmaktan vazgeçmediler. Bütün halka hizmet etme paradigmasından vazgeçmeden cezaevinde direndiler. İktidar demokratik siyasetin önü açılsın diye söylem kurdu, demokratik siyasetin öncülüğünü yapan arkadaşlarımız bugün AKP-MHP iktidarının rehinesi olarak cezaevinde. Bizim mücadelemiz sadece bir zamana ait değil. Türkiye’de yaşayan bütün demokratik kesimlerin hakkını savunan bir mücadele yürütüyoruz” ifadelerini kullandı. 

‘KÜRTLERİN BİRLİĞİ HERKESE KAZANDIRACAK’

HEP ile başlayan yürüyüşün DEM ile devam ettiğini kaydeden Çiğdem Kılıçgün Uçar, “HEP’ten DEM’e kadar demokratik siyaseti savunduk. Bizim dışımızda kapsayıcı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik siyaset yapan hiçbir parti yok. Bize yetişemediler, yetişemezler. Değerlerimizi tanımayan, zulüm eden kişilerin belediyelerimizin yönetimini kazanmaması gerek. Hem burada hem de Ortadoğu’da Kürtlerin birlikte olması önemli. Kürtlerin birliği bu topraklarda yaşayan herkese kazandıracaktır” diye konuştu. 

‘TALEPLERİMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Kürt sorununa değinen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana tekçi bir zihniyet dayatması var. Biz ise bunu değiştirme arayışı içindeyiz. Direnişimiz ulus devletin kurulduğu tarihten bu yana kesintisiz devam ediyor. Diyarbakır zindanının vahşetine direndik, 90’lı yılların devlet-konta saldırılarına da direndik. 2000’li yıllarında ve çözüm süreci sonrası önümüze konulan savaş politikalarına direndik. Kürtler eşit ve özgür bir şekilde bu topraklarda yaşamak istiyor. Bu taleplerinden vazgeçmediler ve vazgeçmeyecekler. Bu mücadeleyi verirken kartopu misali büyümeye devam edeceğiz. Belediyelerimizi kazanacağız ve hep birlikte yöneteceğiz. Belediye başkanlarımız temsili orada, o belediye halkın belediyesi değilse bizim değildir diyeceğiz. Taleplerinizi iletin. Kendi değerleriniz ile yerel demokrasiyi hayata geçireceğiz, mekanlarımız olacak” dedi.  

Eşbaşkanlık sisteminin önemin altını çizen Uçar, “Partimizin her kademesinde kadınlar söz kurabiliyor. Kadın düşmanı politikalar ile varlığı sürdüren bir iktidar ile karşı karşıyayız. Kadın katliamlarının önüne geçmek için imzalanan sözleşmelerden vazgeçildi. Kadın, toplum ve Kürt düşmanı bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bu iktidara karşı ortak bir mücadele vermemiz gerek. İktidar ‘çözüm sürecini buzdolabına kaldırdık’ diyor. Neden? Bir halkın kendi dili ile konuşmasının bu ülkeye nasıl bir zararı var? Anayasa’da Lazların, Çerkezlerin tanınmasının bu ülkeye nasıl bir zararı var? Hiçbir talebimizden vazgeçmeyeceğiz” vurgusunda bulundu.

‘ASIL MUHATAP ABDULLAH ÖCALAN’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununda çözümün asıl muhatabı olduğunun altını çizen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Daha önce bir deklarasyon yayınlandı. Hem Kürt hem de devlet aklına seslendi Sayın Öcalan. Bu süre zarfında bütün kararlama politikalarına rağmen Sayın Öcalan barışın elçisi olarak kabul edildi. Çöktürme planları ile cevap verildi. Müzakere süreci devam ederken savaş hazırlıkları yapıldı. Bu ülkenin demokratik bir hale gelmesi için en büyük emeği veren bizleriz. Çözüm için Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı. Bunun için bütün dünyada kampanyalar yürütüldü. Artık kimsenin kaybedecek bir zamanı yok. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan demokrasi adına kuracağımız her söz anlamsız kalır” şeklinde konuştu.

Eş Genel Başkan’ın sözleri “Bê Serok jiyan nabe” sloganı ile karşılık buldu. 

Buluşma, Kürt sorununda demokratik çözüme dair görüş alışverişi ardından sona erdi.